21 Nisan 2014 Pazartesi

Jelatin ve Eklem Sağlığı

Jelibon, eklemleri güçlendirmeye birebir maddedir.
Jelibon'da şeker ve boyar madde olduğu yadsınamaz ancak sağlık açısından faydalı olan bazı içerikler de olmadığı söylenemez. Şöyle ki Jelibon'ların formülünde tam 15 farklı aminoasit bulunuyor ve böylelikle vücut kansere karşı direnç kazandığı gibi mikroplara karşı da daha dayanıklı hale sokuyor.
Jelibon'larda kullanılan ve hayvanlardan elde edilen jelatin maddesi ise özellikle kemiklere ve eklemlere büyük bir fayda sağlıyor. Özellikle yaşlıların karşılaştığı kemik erimeleri ve eklem rahatsızlıkları düzenli Jelibon tüketimi sayesinde oldukça hafifleyebilir. Ancak şeker durumunu göz önünde sürekli olarak bulundurmalısınız. Bildiğiniz gibi yaş ilerlediğinde kişilerde şeker hastalığı gibi sorunlar da baş gösterebiliyor başka bir tane Biliyorsunuz ki jelibon bize lezzetli gelen bir yiyecek. Ama jelibonun içindeki maddeleri biliyor musunuz bilmiyorsanız durun ben size tanıtıyım


1.Hayvan Jelatini

Hayvan jelatini hayvanların kemiklerinden yapıLan bir madde bunu birçoqunuz biLiyorsunuzdur aynı zamanda hayvan jelatini jelibonun yaqLı ve esnek oLmasını saqLıyor

2. Sıqır Jelatini

Kısacası siqir yaqı... Sıqır jeLatini sıqırın kemiqinin yaqından yapıLan bir madde

3. İnek Jelatini

Tamam sıqır jelatini var o neysede inek jelatini nereden çıktı şimdi ??? İnek Jelatini sıqır jelatini gibi
ineqin kemikLerinden yapıLan bir madde .Ve son oLarak şunu söylemek istiyorum jeLatin
kansoLejen bir maddedir. Birdaha jeLibon yememeye özen gösterin.


Jelatin(gelatin), memelilerin dokularında, kasları kemiklere bağlayan, kemikleri birbirine ve diğer organlara bağlayan kısımlarında bulunan ve bir protein olan kollagenden çıkartılan bir protein maddesidir. Hayvanların(çoğunlukla sığır ve domuzların) deri, kemik ve bağ dokularının kaynatılması ile üretilir. Jelatinin güçlü şekil alma kabiliyeti, şeffaf jell oluşturması, esnek filim haline gelmesi, hazmının kolay olması, sıcak suda eriyebilmesi ve şekil alma hassası gıda işlemede, ilaç ve kozmetik ürünlerinde, fotoğrafçılıkta ve kağıt ürünlerinde kullanılan kıymetli bir madde olmasını sağlamıştır.

Domuz Jelatini Nedir? Nelerin İçinde var?

Türkiye domuz jelatinini ilk kez yoğurt ile duydu. Yoğurdun içerisine kıvam verici olarak katılan jelatin maddesi ile ilgili başlayan tartışmaların sonrasında aslında pek çok gıda maddesinde domuz jelatini kullanıldığı ortaya çıkarıldı. Jelatin kıvam verici olarak kullanılırken iddialara göre domuz jelatini çok daha ucuza mal edildiği için genelde üreticilerin bir çoğu domuz jelatini kullanmayı tercih ediyor.

Domuz jelatini domuzun kemik ve deri gibi uzuvlarının kaynatılması sonucu elde ediliyor. Normalde 2 litre sütten 1 kg. yoğurt elde edilirken domuz jelatini kullanan bir üretici ise 1 litre sütten 1 kg. yoğurt elde ediyor. İnsanların inançlarını hiçe sayan gıda teröristleri maliyetleri yarı yarıya azaltması nedeni ile domuz jelatini kullanmayı tercih ediyorlar. Sığırdan elde edilen jelatinler de bulunuyor ancak sığır jelatini kullanan üreticilerin 7 gün beklemesi gerekirken domuz jelatini kullanan üreticilerin bekleme süreleri sadece 2 gün oluyor.

Domuz jelatini kullanılan yoğurtlar kesinlikle görüntü ve tat olarak tüketici tarafından fark edilemeyeceği için bu noktada devreye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın girmesi gerekiyor. Bakanlık tarafından yapılacak numune araştırmaları sonucu hangi firmaların domuz jelatini kullandığı belirlenebilir ve domuz jelatini kullanan firmalar teşhir edilerek istemeyen tüketicilerin bu ürünleri satın almalarının önüne geçilebilir.

Domuz jelatini kodu bir çok üründe bulunurken vatandaş bu kodun ne anlama geldiğini bilmediği için ürünlerin üzerine sadece kod yazılmasıda çözüm getirmiyor. Domuz jelatini kullanılan gıda maddeleri paketlerinin üzerinde kesinlikle büyük harfler ile içerisinde domuzdan elde edilen katkı maddesi bulunur ibaresi yazılması gerekiyor. Aksi halde bilmeden domuz ve domuzdan elde edilen katkı maddelerini yemeye devam edeceğiz. Domuz jelatini kullanan firmalar bu konu hakkında sessizliklerini korumaya devam ederken bakanlığın konu ile ilgili atacağı adımlar şimdiden merak konusu oldu bile.Domuz jelatini xxx gibi renkli jelibon tipi ürünlerde de sıklıkla kıvam verici olarak kullanılıyor.

Kaynak

Protein ve Karbonhidrat Alımı

Şu an hiçbir bilim adamı, gerçekten de vücudun temel ihtiyacı olan proteinlerin ne kadar alınması gerektiği konusunda hem fikir değil. Vücut geliştirme sektöründe ise protein ihtiyaç hesaplaması artık çığırından çıktı. Abartı demek artık basit kalıyor. Vücut geliştirmeyi ayakta tutan Supplement (gıda takviye) üreticileri kendi çaplarında yaptıkları bilimsel sonuç adı altında yüksek protein alımını öneriyorlar.


Buna nispeten neredeyse 24 saat protein alınmasının mecburiyetini üzerlerinde hisseden profesyonel vücut geliştirmeciler, kendi kendilerinin bilimsel kurbanları olmaktan vazgeçemiyor. Kimse üzerine alınmasın, gerçek şudur ki, Yüksek protein de alsanız, düşük protein de alsanız aynı oranda kas inşa edeceksinizdir.

Aldığınız yüksek oranda proteinler, vücudunuz tarafından biyolojik olarak proteinleri sindirerek gramı gramına kaslarınız ve diğer aktiviteler için ne yazık ki tamamıyla kullanılamıyor. Eğer şansınız varsa, proteinler enerjiye dönüşür. Aksi takdirde yağ olarak depolanır.

Karbonhidrat ve proteinleri yüksek oranda birlikte tüketmeniz, sizi hacme ve ideal kas inşasına götüreceği duyumlarını almışsınızdır. Genel olarak basit ve anlaşılır mantıklı bir yoldur ve klasik bir bilgidir. Hacme ulaşma konusu, anlatıldığı gibi doğru değildir. Tam tersine, %50 oranında etkisi görülebiliyor. Proteinlerin sindirilmesi ile karbonhidratların sindirilmesi aynı oranda ve aynı şekilde cereyan etmiyor. Enzimlerin ideal çalışmasını da engelleyici bir metot. Pilav ve tavuk tüketimi, ideal çözüm sayılsa da bunun böyle olmadığını vücudunuz biyolojik olarak size bazen uyarı şeklinde belirtir. Bunu bazen anlayamazsınız çünkü bedeninizi buna mahkum etmişsinizdir. Protein ve karbonhidratları ayrı ayrı zamanlarda tükettiğinizde, alacağınız verim iki kat daha fazladır.

Bugün yüksek sesle bilimsel araştırmalar bunu açıklamaktadır. En önemlisi ise, bir öğünde alınan yüksek oranda proteinlerin ekstradan fayda vermemiş olmasıdır. Hala birçok sporcunun bir öğünde 60-70gram protein depolaması şaşkınlık vericidir. Eğer doğru bir şekilde alımlar tatbik edilse, belki de bugün ki durumda sporcuların yüksek oranda yağ yakıcı ve anti-katabol devresi için yüksek rakamlarda ilaç almalarına gerek kalmayacak.

Bizler bilgi aktarırken, mantık ve teorik bilgiyi seçmiş de olsak, mutlaka bilimsel ve kaynağımızı sağlam oluşturarak sizin masanıza hazır paket halinde bilgiyi sunuyoruz. Protein ve Karbonhidrat ihtiyaç konusunu uzunca işleyebiliriz ve bu son makale’de olmayacak. Şimdi örnek olması açısından ünlü sporcuların uygulamalarından bahsedeyim. Ayrıca Bu sektörde dönen dolapları da açıklığa kavuşturmuş olalım.

- Eski Mr.Olympia Vücut geliştirme sporcusu Günther Schlierkamp, bir porsiyonda en az 60gram protein ve genelde 100gram’a kadar çıkarak günde 600gram protein tükettiğini söylüyordu. “2002 IFBB ****** Show of Strength” yarışmasına hazırlanırken porsiyonları 35-40grama düşürmüş ve günlük protein miktarını 380grama indirmişti. Bu program’ın işe yarayacağını bilmiyordu fakat kariyerinin en büyük başarısını o yarışmada elde etti. Profesyonel müsabakada şampiyon oldu ve o yarışmada Ronnie Coleman’i devirdi. Böylece Ronnie Coleman’i ilk deviren isim olmuştu. Schlierkamp, o günden sonra Mr.Olympia’da ilk 6 da yerini almıştı. Çünkü yıllardır girdiği Mr.Olympia yarışmasında ilk 15’de bile yerini alamaması ve bu programla ilerlemesi olayı ilginç kılıyordu.

- 3 kere Mr.Olympia Şampiyonu olan Sergio Oliva, kendi döneminde vücut ağırlık başına 3-4gram protein aldığını itiraf etmişti. Bir dönem yaptığı harcamalar nedeniyle protein alımını ortalama 1,8grama düşürdüğünü fakat aynı oranda hacim ve kas geliştirdiğini açıklamıştı. O günden sonra yüksek protein alımına gerek duymadığını açıklamış ve idmanlarını da bu kural çerçevesinde yapmıştır.

- 7 kere Mr.Olympia şampiyonu olan Arnold Schwarzenegger, en samimi arkadaşı Franco Columbo tarafından şu övgülü sözlere maruz kalır: “Arnold’un öyle etkileyici yapısı ve mükemmel genetiği bulunuyor ki, günlük 170gram protein ile beslenmiş de olsa, tam inancı ve sıkı idmanıyla yine o dehşet verici kaslara ulaşıyordu.”

- Mark Dugdale, IFBB ve Flex dergisi editörünün de katıldığı bir seminerde konuşmuştu. Orada günlük yüksek oranda proteinlerin alınmasına gerek olmadığı ve vücudun düşük miktarda alınan proteinlerle aynı oranda kas inşa edebileceğini açıklaması Şok etkisi çıkarmış olmalı ki, IFBB başkanı ve Flex editörü Mark Dugdale’ye uzun bir zaman çağrı yapmadı ve yer vermedi.

- Ünlü Beslenme uzmanı Chris Aceto, bir dönem vücut ağırlık başına 3-4 gram protein alınması gerektiğini açıklamış fakat bazı sporculara 2 gram protein önerdiği görüldü. Dergi ve vücut medyasında 3-4 gram önerip de arka planda 2 gram önermesi, bu sektörün nasıl yürüdüğünün bir başka yüzü olmuştur. Muscle Fitness dergisinin Bilim araştırma editörü ve takipçsi Jim Stoppani, kendisinin 1,7gram protein alması ve çevresinde bazı özel yetiştirdiği sporcularada aynı planı vermesi bizim anlattıklarımızı desteklediğini gösterir. Fakat bunu dergide yayınlamaması yine bu sektörün ayıbını ortaya koymaktadır. Jerry Braninum ve Steve Holman gibi bilimsel araştırmacıların defalarca bağımsız bir şekilde proteinlerin sindirilme ve kullanımı konusunda araştırmalar yapılmasını rica etmiş de olsalar, bu araştırma hiçbir zaman gerçekleştirilmemiştir.

Kasların en ileri düzeyde gelişmesi için, ihtiyacı kadar protein alması mecburidir. Bu proteinleri, kaliteli protein grubu oluşturmalı ve enerjiniz için alacağınız karbonhidratları kaliteli olanlardan seçmelisiniz.

Aşağıda ağır ve hafif çalışan sporcu şeklinde gruplara ayrıldı. Doğal ve ilaçlı olarak ta gruplara bölündü. Her bir grup için alınması gereken protein ve karbonhidrat miktarları yazıldı.

Eğer idmanlarınızı haftada 3 gün ve çok ağır tempoda uygulamıyorsanız, yüksek oranda protein ve karbonhidrat almanıza gerek kalmayacak. Eğer sıkı bir idman programı içerisinde iseniz yüksek protein ve karbonhidrat alarak hacme ulaşabilirsiniz.

Bütün bunların yanında öğrenci olmanız, bilgisayar başında vakit geçirmeniz ve inşaat sektöründe ağır işçi olmanıza kadar ağır-hafif durumu gözetilerek alacağınız gıdaların rakamları değişebilir.

Türkiye ve Dünyada dikkate alınmayan en önemli konulardan birisi, sporcuları doğal ve ilaçlı olarak ayırmadan protein ve karbonhidrat besin cetveli oluşturmalarıdır. Her ikisini de aynı hesaplayarak aynı rakamlarla yönlendirme yapılır. Bu hataya birçokları maruz kalır. İlaçlı bir sporcu, daha fazla protein ve karbonhidratı sindirebilir. Doğal sporcu için sindirim olayı sınırlıdır. Vücudunun daha fazla yüklemeye kapasitesi yoktur ve bu zaten biyolojik olarak mümkün değildir.


PROTEİN HESAPLAMASI

Doğal ve hafif(orta) tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 1,2gram kaliteli protein)

60kg= 75gram

70kg= 85gram

80kg= 95gram

90kg= 110gram

100kg= 120gram


Doğal ve ağır tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 1.3gram kaliteli protein)

60kg= 80gram

70kg= 90gram

80kg= 105gram

90kg= 120gram

100kg= 130gram


İlaçlı ve hafif(orta) tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 1,4gram kaliteli protein)

60kg= 85gram

70kg= 100gram

80kg= 115gram

90kg= 125gram

100kg= 140gram


İlaçlı ve ağır tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 1.6gram kaliteli protein)

60kg= 95gram

70kg= 115gram

80kg= 130gram

90kg= 145gram

100kg= 160gram


KARBONHİDRAT HESAPLAMASI

Doğal ve hafif tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 2,5gram kaliteli karbonhidrat)

60kg= 150gram (200gram)

70kg= 175gram (200gram)

80kg= 200gram

90kg= 225gram

100kg= 250gram


Doğal ve ağır tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 4gram kaliteli karbonhidrat)

60kg= 240gram (300gram)

70kg= 280gram (300gram)

80kg= 320gram

90kg= 360gram

100kg= 400gram


İlaçlı ve hafif tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 4,5gram kaliteli karbonhidrat)

60kg= 270gram

70kg= 315gram

80kg= 360gram

90kg= 405gram

100kg= 450gram


İlaçlı ve ağır tempoda çalışan sporcular

(Vücut ağırlık başına 6gram kaliteli karbonhidrat)

60kg= 360gram

70kg= 420gram

80kg= 480gram

90kg= 540gram

100kg= 600gram

Doğal ve Ağır tempoda çalışan 80kg vücut ağırlığına sahip örnek bir sporcunun alması gereken protein karbonhidrat miktarını ele alalım:

Kaliteli proteinler’e örnek plan

105gram kaliteli protein hesaplaması:

5 adet yumurta beyazı ve 2 adet yumurta sarısı : 21gram protein

100gram beyaz peynir: 18gram protein

Yarım litre az yağlı süt: 16gram protein / 25gram K.hidrat

200gram tavuk eti: 40gram protein

200gram az yağlı Yoğurt: 10gram protein /14gram K.hidrat

(Açıklama: Diğer karbonhidrat ağırlıklı gıdalardan da ortalama 40gram değerinde protein alan doğal ağır çalışan sporcumuz, normalde mecburi alması gereken 100-105gram kaliteli protein ihtiyacını karşıladıktan sonra 30gram daha ilave ederek 80kg vücut ağırlığına göre ortalama 130gram protein almış olacaktır. Diğer gıdalardan 40-50gram protein alması da beklenebilir bu rakamların önemi yoktur. Önemli olan kaliteli proteinlerin tedarik edilmesidir.)


Kaliteli karbonhidratlara örnek plan

325gram kaliteli karbonhidrat hesaplaması:

100gram bulgur pilavı: 60gram k.hidrat / 8gram protein

1 büyük haşlama patates: 60gram k.hidrat / 7gram protein

1 adet elma: 25 gram k.hidrat

50gram Yulaf ezmesi: 25gram k.hidrat / 4gram protein

100gram makarna: 60gram k.hidrat / 8gram protein

100gram çavdar ekmeği: 60gram k.hidrat / 10gram protein

2-3 porsiyon karışık salata: 35gram k.hidrat / 4gram protein


(Açıklama: Karbonhidrat alımında takip edilen öğünler protein alımı kadar kaliteli olmak zorundadır. Basit şekerler ve hamur içi yiyecekler tamamen beslenme programını bozucu ve kaliteden uzak bir öğün olacaktır. Protein’li gıdalardan ortalama alınan 40gram karbonhidrat’ın üzerine 325gram kaliteli karbonhidrat alarak toplamda 365gram karbonhidrat alınmış olacaktır.

Toplam’da 145gram protein, 365gram karbonhidrat ve 100gram’da yağ alımı hesaplandığında günlük 2.940 kalori alınacaktır.)

Herkesin hesaplaması açısından Kaliteli Protein ve Karbonhidrat’lı gıdaların örnek listesini inceleyelim:

KALİTELİ PROTEİNLER LİSTESİ

100gram az yağlı Yoğurt: 5gram protein / 7gram K.hidrat / 1,5gram Yağ

1 bardak(200ml) yağlı süt: 7gram protein / 10gram K.hidrat / 7gram Yağ

1 adet tam yumurta: 6-7gram protein / 0gram K.hidrat / 5gram Yağ

100gram Tavuk eti: 20gram protein / 1gram K.hidrat / 3gram Yağ

100gram Balık eti: 24gram protein / 1gram K.hidrat / 2gram Yağ

100gram koyun peyniri: 17gram protein / 0gram K.hidrat / 18gram Yağ

200ml(1bardak) Kefir sütü: 7gram protein / 8gram K.hidrat / 3gram Yağ

16 adet karides: 24gram protein / 0gram K.hidrat / 1gram Yağ

1 ölçek protein tozu: 23gram protein / 2gram K.hidrat / 2gram Yağ

200ml(1 bardak) kesik süt: 1,7gram protein / 8gram k.hidrat / 0gram Yağ

100gram Deniz yosunu: 6gram protein / 2gram K.hidrat / 0gram Yağ

100gram Sardalye balığı: 22gram protein / 0gram K.hidrat / 5gram Yağ

100gram uskumru: 21gram protein / 0gram K.hidrat / 13gram Yağ

100gram Som balığı: 19gram protein / 0gram K.hidrat / 6gram Yağ

100gram Sazan balığı: 20gram protein / 0gram K.hidrat / 4gram Yağ

100gram Uzun levrek: 22gram protein / 0gram K.hidrat / 1gram Yağ

100gram Istakoz: 19gram protein / 0gram K.hidrat / 1gram Yağ

100gram İstiridye: 9gram protein / 4gram K.hidrat / 1gram Yağ

100gram Sığır eti: 30gram protein / 1gram K.hidrat / 12gram Yağ

100gram Koyun eti: 27gram protein / 0gram K.hidrat / 8gram Yağ

100gram Keçi eti: 26gram protein / 0gram K.hidrat / 4gram Yağ


KALİTELİ KARBONHİDRATLAR


1 büyük patates: 60gram K.hidrat / 7gram protein / 0gram Yağ

1 ortaboy Elma: 25gram K.hidrat / 0gram protein / 0gram Yağ

1 bardak portakal suyu(200ml): 22gram K.hidrat / 0gram protein / 0gram Yağ

90gram Brokoli: 6gram K.hidrat / 3gram protein / 0gram Yağ

100gram buğdaylı çavdar ekmeği: 61gram K.hidrat / 11gram protein / 2gram Yağ

100gram Yulaf Ezmesi: 63gram K.hidrat / 12gram protein / 7gram Yağ

100gram Pirinç pilavı: 70gram K.hidrat / 7gram protein / 1gram Yağ

100gram Bulgur pilavı: 64gram K.hidrat / 10gram protein / 0gram Yağ

100gram Müsli: 60gram K.hidrat / 10gram protein / 7gram Yağ

100gram Cornflakes: 79gram K.hidrat / 7gram protein / 1gram Yağ

100gram patlamış mısır: 67gram K.hidrat / 11gram protein / 5gram Yağ

100gram Domates: 3gram K.hidrat / 1gram protein / 0gram yağ

125gram Nohut: 27gram K.hidrat / 6gram protein / 1,5gram Yağ

İlaçlı ve Ağır tempoda çalışan bir 100kilogram’lık sporcunun bir günlük tam öğün listesi:


KAS HACMİ İÇİN (BULK Dönem) Örnek program


Kahvaltı-1- (kalktıktan sonra)

2 adet Elma

235gram yulaf ezmesi

1 bardak(200ml) %100 meyve suyu

Kahvaltı-2-

1 ölçek Whey protein tozu

3 tam yumurta

1 bardak şekersiz yeşil çay

Ara öğün:

100gram az yağlı Yoğurt

1 adet mevsimlik meyva( muz gibi)

Öğle yemeği:

6 dilim Çavdar ekmeği

100gram Ton balığı

360gram haşlanmış Ispanak yemeği

150gram Kırmızı biber

1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

1 bardak şekersiz yeşil çay

İdman öncesi öğün:

1 adet Elma

2 adet Muz

1 ölçek Whey Protein Tozu


İdman sonrası öğün:

1 ölçek Whey Protein tozu

2 adet Haşlanmış büyük boy patates

25gram Bitter çikolata


Akşam yemeği:

150gram Tavuk göğsü(ızgara)

100gram Bulgur pilavı

100gram Haşlama Brokoli


Son öğün:

1 bardak Keçi Sütü


Toplam:

Protein: 220gram (kaliteli protein: 160gram)

K.hidrat: 600gram

Yağ: 95gram


DİYET DÖNEMİ İÇİN - Örnek Program

Kahvaltı-1- (kalktıktan sonra)

1 adet Elma

1 ölçek Whey protein tozu

Kahvaltı-2-

3 tam yumurta

50gram keçi peyniri

1 tutam maydanoz

1 bardak şekersiz yeşil çay

Ara öğün:

2 adet ceviz

10 adet fındık

Avuç içi kadar çekirdek

200gram az yağlı yoğurt

Öğle yemeği: 100gram bulgur pilavı

8 adet Karides

125gram nohut yemeği(salçasız-margarinsiz)

İdman öncesi öğün:

1 adet su bardağı ölçeğinde şekersiz espresso kahve

1 ölçek Whey Protein Tozu

İdman sonrası öğün:

1 ölçek Whey Protein tozu

50 adet Çekirdekli siyah kuru üzüm



Akşam yemeği:

150gram Somon Balığı

1 porsiyon karışık mevsimlik zeytinyağlı salata

90gram Haşlama Brokoli



Son öğün:

1 bardak Keçi Sütü

1 ölçek Whey Protein tozu



Toplam:

Protein: 225gram (kaliteli protein: 190gram)

K.hidrat: 215gram

Yağ: 76gram


Kaynak

Creatine ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Creatine ve Su Tutumu:

Creatine su tutyor mu definasyon döneminde creatine kullanılır mı gibi sorular sprocular arasında çokça sorulmakta.

Evet creatine su tutuyor fakat bu su tutma işlevi nerede ve nasıl gerçekleşiyor ?

Creatine hücre içinde daha yoğun besin elementinin enerjiye dönüşümüne katkıda bulunurken burada önemli bir yardımcı olan suya ihtiyaç duyar.

Çünkü su burada –hidrojen- bağıyla tüketilen oksijenin –ateşleyici rolüne- katkıda bulunarak diette tüketilen besin maddelerinin daha yoğun sentezlenmesine yol açar. Daha yoğun besin kullanımı için gereken anabolik ortam için ekstra su gereklidir. Depolanan su kaslara doğru girinti sağlar ve hacimlenmesini doğurur. Bu şekilde anabol ve anti katabol görevini üstlenir.



Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır. Deri altında bulunan su kaslara doğru aktarılmaya başladığından vücudun su ihtiyacı önemli derecede artış gösterir. Creatine kullandığınız dönemlerde su tüketimini en az iki katına çıkarmanız gerekir (ortalama 3 - 5 lt) .

Eğer su alımını arttırmazsanız ne olur ? Creatine kullandığınız dönemde yeterli su desteği sağlanmazsa aldosteron (su tutucu hormon) suyu gittikçe daha fazla deri altına yönlendirmeye başlar. Böylece anabolik ortam olan kas içi yerine sadece deri altında biriken suyla karşı karşıya kalınmış olunur. Bu durum ise hem anabolik etkiyi düşürür hemde vücudunuzun define görünmesini engeller.

Kafein & Creatine:

Bazı araştırmalarda kafein ve creatinin birlikte kullanımının creatininin etkinliğini azalttığı hakkında görüşler bulunmaktadır. Kafein reseptörlere creatinden daha önce bağlandığı için creatinin etkinliğini azalltığı görüşü savunulmaktadır. Bunu gidermek için ise kafein – creatine alımının aralığını 2-3 saat açmak gerektiği açıklanmıştır.

Kafein & Creatine kombinelerinde kafeinin diüretik olmasından dolayı vücuttan sıvı atımıda artacaktır. Özellikle sıcak havalarda gerek günlük aktivitelerde gerekse idman esnasında ter ile aşırı su kaybının da buna eklenmesi çeşitli (dehidrasyon , inme vb.) sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu dönemlerde de su tüketiminin arttırılması ve belli dönemlerde kombinelere ara verilmesi önemlidir.

Creatine Ethyl Ester: 

Su tutumunun nispeten daha az ve emiliminin daha iyi olduğu düşüncesiyle bazı sporcular creatine ethyl ester formunu tercih etmektedir. Evet CEE form creatinler daha az su tutmaktadır fakat konu emilim olduğunda creatine monohidrat formu CEE ye nazaran daha iyi olduğu görülmektedir. Performans artışı olarak ise CEE ile creatine monohidrat arasında bariz bir fark görülmedi. CEE definasyon yapan sporcular için gayet avantajlı bir creatine formudur.

Aşağıdaki tablolara bir göz atalım:

1. Plasebo (PLA)
2. Creatine Monohidrat (CRT)
3. Creatine Ethyl Ester (CEE)

2 nci ve 3 ncü gruba ilk 5 gün boyunca ortama 20 gr oral supplementleri verildi. Beş günden sonra ise 42 gün boyunca günde ortalama 5 gr oral supplement verilemesine devam edildi.

Sonuç:
Tablolarda da görüldüğü gibi creatine monohidrat alan deneklerin serum creatine ve kas içi creatine değerleri CEE formundan daha yüksek olduğu görülmüştür. CEE form creatine kullananlarda ise serum creatinin değerleri artış göstermiştir.

Creatine ve Börekler:

Creatine 'in böbrekler üzerindeki etkisini belirlemek için 2008 yılında Brezilya Sao Paolo Üniversitesi'nde bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada 9 erkek sporcuya plasebo , başka bir 9 erkek sporcuya ise 3 ay boyunca günde ortalama 10 gr creatine verildi ve haftada 3 gün 40 dk orta şiddette aerobik idman yaptırıldı. Üç ay süren çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar;

**Creatine verilen grupta beklendiği gibi creatinin değeri plasebo grubana nazaran artış gösterdi.

**Fakat böbrek fonksiyonları için önemli bir veri olan sistatin c değerleri deney boyunca düşüş gösterdi.

Bu değerler bize gösteriyor ki oral creatine alımlarında creatinin değerleri yükseliş gösterse bile kısa vadede (3 ay) böbrek fonksiyonlarına bariz bir negatif etkisi görülmüyor.

Creatine ve İlaçlar:

Creatine bazı sporcular için masum bir supplement olmayabilir. Eğer aşağıdaki ilaçlardan herhangi biri ile tedavi ediliyorsanız, doktorunuza danışmadan creatine kullanmayınız.

Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID) - Bu ağrı kesiciler ile creatine almak böbrek hasarı riskini artırabilir. NSAID ibuprofen (Motrin, Advil) ve naproksen (Aleve) gibi vb. ilaçlar.

Diüretikler - diüretik ile creatine almak dehidrasyon ve böbrek hasarı riskini artırabilir.

Simetidin (Tagamet) - Tagamet ile creatine almak böbrek hasarı riskini artırabilir.

Böbrekleri etkileyen ilaçlar : böbrekler etkileyen herhangi bir ilaç ile birlikte creatine kullanmak böbrek hasarı riskini artırabilir.

Probenicid – probenesid gibi gut tedavisinde kullanılan bir ilaç alıryorsanız creatine almak böbrek hasarı riskini artırabilir.

Kaynak

Kaynaklar:
The effects of creatine ethyl ester su... [J Int Soc Sports Nutr. 2009] - PubMed - NCBI
Effects of creatine supplementation on re... [Eur J Appl Physiol. 2008] - PubMed - NCBI
Creatine | University of Maryland Medical Center
http://www.studentaffairs.duke.edu/studenthealth/creatine
http://www.vanderbilt.edu/ans/psychology/health_psychology/VD_creatine.htm
Nutrition Coach
Stockton Athletic Training: Creatine Update

Büyüme Hormonu Hakkında Her Şey

İngilizce’de “Growth Hormone” ve Almanca’da “Wachstum Hormone” şeklinde anlatılan büyüme hormonu, son 10 senedir spor camiasında popüler olmanında ötesinde olmazsa olmaz durumuna getirildi. Gerçekten’de Büyüme hormonları anlatıldığı kadar etkili ve olmazsa olmaz bir ilaç mıdır?

Ülkemizde bu konu üzerinde inanılmaz söylentiler, duyumlar, uygulamalar ve bilgiler yer alıyor. Birçok defa yanlış bilgi ve uygulamalarıda görmekteyiz. Bu açıdan “Büyüme Hormonu” dosyasını açmak istedik.

Büyüme Hormonu Nedir?

Cüce kalma- boy kısalığı tedavileri için üretilmiş olan bu ilaç 1950’li senelerden bugüne kadar vardı. Sportif camiada 1970’li yıllardan sonra yavaş yavaş bazı sporcuların kullandığı söylenir. Yalnız o dönemlerde sentetik Büyüme hormonu (STH) üretilmediği için bazı sporcuların yan etkilerini görmesinden dolayı sporcular arasında yaygınlaşmamıştı. 1990’li yıllardan sonra Büyüme hormonu (STH) sporcular arasında ve özellikle profesyoneller arasında yerini aldı. 2000’li yıllardan sonra her branşa ve amatör sporcularada ulaşarak vazgeçilmez ilaç konumuna geçti. Bugün ise futbol, basketbol, voleybol, yüzme, atletizm, halter, güreş, boks, vücut geliştirme ve tenis gibi spor dallarında kullanımı hiçde küçümsenecek gibi değil. Hatta amatör branşlarda şampiyonluk adına yarışan sporcuların kullandıklarını çok rahatça görebiliyoruz. Peki bu Büyüme Hormonu (STH) nedir ?

STH, 191 aminoasit zincirinden oluşan bir peptid hormonudur. STH başta uzun kemikler ve çizgili kaslar olmak üzere bütün vücudun büyümesini sağlar. Hücrelerdeki protein sentezini hızlandırır.
STH, büyüme çağında az salgılanırsa cücelik (nanizm), çok salgılanırsa devlik (gigantizm) meydana gelir. 18-22 yaşına kadar normal büyüme devam eder. Bu yaştan sonra büyüme hormonu devam salgılanırsa akromegali denilen hastalık ortaya çıkar. Bu hastalık, el, yüz ve kafa kemiklerinin anormal büyümesine neden olur. Büyüme çağından sonra, uzun kemiklerin büyümeyi sağlayan kıkırdak dokusu kemikleştiği için STH, uzun kemiklere etki edemez.

Büyüme Hormonu (STH) nasıl uyarılır ve nasıl bastırılır?

STH (Somatotropin Hormon) hormonu Hipofiz beziyle bağlantılıdır. Hipofiz bezi, Hipotalamusa bir köprüyle bağlanan ve ara beyin önünde bulunan nohut büyüklüğünde bir bezdir. Hipofiz bezi salgıladıkları ile birçok hormonu denetler. Hipofiz ön lop, ara lop ve arka lop olmak üzere üç kısımdan oluşur. STH hormonu ise Ön loptadır.

Vücut içerisinde “Growth Hormone Releasing Hormone (GHRH)” ile büyüme hormon uyarılır. Buna Somatoliberin denilir.

Yine aynı şekilde “Growth Hormone Release Inhibiting Hormone (GHRIH)” salgısı ile de büyüme hormonu bastırılır. Bu sayede büyüme hormonu sınırda tutulur ve belli yaştan sonra boy uzaması, kemik kalınlaşması ve iskelet büyümesi ile kas büyümesi sınırda tutulur. Buna Somatostatin denir.

Büyüme hormonu nasıl uyarabiliriz?

- Doğru zamanlamada yatılır ve uyku esnasında büyüme hormon salgılanır (saat 23.00 ile 05.00 arası uygundur) Yaz ve kış mevsimlerinde saatler değişebiliyor.

- Oruç tutmak ve yapay şeker tüketimini kesmek vücutta insulin ve büyüme hormonu salgısını kuvvetleştirir.

- Stress’e giren insanlarda büyüme hormon salgısı arttığı söylenir ama bu durum biraz düşünceli.

- Vücut aktivitesi (Antrenmanlar)artırılarak büyüme hormon harekete geçirilir.

- Ergenlik döneminde bulunanlar hala büyüme hormonu salgılamaktadır.

- Cinsel hormonları (Testosteron ve Östrojen)

- Düzenli aminoasit alımı (L-Arginin, L-Ornitin, L-Lözin gibi)

- Farklı farmakolojik ilaçlar (Klonidin, Propranolol ve L-Dopa gibi)

- Farklı Gıda takviyeleri gibi (Asetilşolin ve GABA gibi)

Büyüme Hormonu nasıl bastırabiliriz?

- Aşırı kilolu olmak (Yüksek yağ tabakası depolamak)

- Düzensiz gıda alımı (GDO’lu yemekler, düzensiz karışık beslenme ve yüksek kan şekeri)

- Tiroit bezlerinde sorun yaşayanlar.

- Yaşlılık sendromları

- Steroid hormonlarda sıkıntılar

- Bazı kullanılan farmakolojik ilaçlar (Nalokson gibi)

20 yaşında Sağlıklı bir insan bedeni günlük ortalama 500 mikrogram Somatotropin salgılar. Kişi yaşlandıkça sth seviyesi düşer. 80 yaşında bir erkek, günlük ortalama 25 mikrogram STH salgılar.

Büyüme Hormonu Nasıl etki eder?

Vücutta protein sentezini hızlandırır. Kemik ve kasları geliştirir. Direk ve yardımcı maddeler sayesinde etkisi görülür. Önce direk etkisinden başlayalım.

Karbonhidrat metabolizması üzerine etkisi vardır ve şeker oranını artırır. Alınan karbonhidratları enerjiye çevirerek kan akışında bunu çok iyi değerlendirir. Bu yüzden kanda şeker oranı artacaktır.

Yağ metabolizması üzerinede sıkı bir etkisi vardır. Vücuttaki yağlar veya dışarıdan alınan yağları enerji rezerveleri için kullanır. Bu sayede yağ yakıcı etkisi ortaya çıkar. Eğer bir diyet takip edilirse vücuttaki yağların yakılmasında etken rol gösterir. Bu saydığımız DİREK gösterdiği etkilerdir. Birde yardımla ortaya çıkardığı etkiler vardır.

IGF-1 hormonlarına bağlanması direk etkisi altında değildir. Dışarıdan ya IGF-1 alınmalı veya İnsülin alınmalıdır. Bu sayede IGF-1 etkili sinerjik bir etkisi ortaya çıkacaktır.

Buna göre protein sentezi üzerinde anabolik bir etkisi vardır. Bunun gerçekleşmesi için yanında insulin, igf-1 veya testosteron gibi ilaçların alınması gereklidir. Böylece büyüme hormonu igf-1 hormonuyla bağlantı kurarak protein sentezi üzerinde anabolik devreyi aktivite ederek kas ve kemik gelişmesinde büyük etkisini gösterir.

Kemik ve kıkırdaklar üzerinde büyüme ve kuvvetleştirme etkisi ile hücre yenilemesi gibi etkileri vardır. Bunlarıda gerçekleştirebilmesi için yanında ilaçlar kombine edilmesi lazımdır.

Spordaki durumu ve artıları

Kas gelişmesi, kuvvet artışı, kas tutucu, gençleştirici, performans artırıcı ve yağ yakıcı özelliği sayesinde hemen hemen her branşta kullanımı vardır. Kas geliştirmek isteyenler Steroid hormonlarını kombine ederek yanına insülin, ve lt4 hormon ilave ederler. Bu sayede steroidlerden ancak 4-5kg elde ettikleri saf kas kütlesini, STH ve İnsülin ile 10kg’a kadar çıkarabilirler. Kuvvet sporcuları kuvvet artırıcı steroidlerle beraber STH kombine ederler. Hem performans hemde kuvvet artışı gerçekleşir. Aynı zamanda kas kütlesinde sert ve formda bir görüntü kazanılır.

STH(büyüme hormonu) doping testlerinde yakalanamadığı için sporcular müsabaka gününe kadar rahatlıkla kullanırlar. Aynı şekilde igf-1 ve insülin ilaçlarıda testlerden masumca ayrılır. Bu yüzden haftalar öncesinde sporcular steroidleri bırakırken, sth veya insülinle müsabaka gününe kadar devam eder ve performans-kuvvet-kas kütlelerinde düşüş görülmez. Bazı sporcular sth çok pahalı olduğundan müsabakaya son 4 hafta kala alarak sadece kuvvet-performans ve kas kütlesini muhafaza etmek için 4-6 ünite kullanır. Genelde olimpiyatlarda bazı sporcular bu şekilde uygulamalar yapmışlardır.

Müsabık Kas geliştiriciler için en ideal STH kullanımı nasıl olmalıdır?

Çok ilerlemiş müsabık sporcular için dozlar aşırıya kaçmamak kaydıyla İDEAL sth kullanımı şu kombinasyonlardan oluşur:

-Müsabık ağırlığı 90-100kg civarı olanlar için örnek-

STH 4 ünite (sabah aç karnına yemekten 5dk önce 2ünite + akşam gece yatmadan önce 2 ünite )

İnsülin 10 ünite (sabah kahvaltıdan 15 dk önce 4 ünite HUMALOG + antrenmandan hemen sonra 6 ünite HUMALOG) Not: insulin enjeksiyonundan sonra 5 saat boyunca yatılmamalıdır

Testosteron 750mg (haftada bir kere toplu olarak enjekte edilir. Yanına anabolizan ilave edilebilir- Boldenon, Trenbolon gibi)

Lt4 (sabah yemek sonrası 25mcg ve akşam yemek sonrası 25mcg alarak 2 ay boyunca aralıksız veya bir ay kullanıp 2-3 hafta ara vererek kullanım 3-4 ay boyunca sürdürülebilir.)

İnsülinler 4 hafta kullanılır ve 2-3 hafta ara verilir. Yada 3 aylık bir STH kürü yapılıyorsa, o zaman ilk 4 haftası ve son 4 haftası insülin alınır. Eğer sıkı diyet uyguluyorsak, o zaman k.hidrat eksikliğinden dolayı insülin yerine igf-1 seçilebilir ve dikkatli davranılır.

STH’nın başka kullanım şekilleri (6 ünite kullananlar için)
Saat: 07.00= Sabah kahvaltıdan 15 dk önce 5 ünite HUMALOG insülin alınır.

Saat: 10.00= STH alınır (2 ünite)

Antrenman öncesi(2 saat önce) STH alınır (2 ünite)

Antrenman sonrası(hemen sonra)10 ünite HUMALOG insülin alınır

Yatmadan önce= STH alınır (2 ünite)

(Not: bunlar örnektir- lütfen dozları ve ilaçları özenti yaparak kullanmayınız)

STH büyüme hormonu ne zaman kullanılmalıdır?

Belki bu makaleyi sadece bu başlık altında yapmak gerekirdi. Çünkü ülkemizde- özellikle vücut geliştirme camiasında inanılmaz derecede STH kullanımı yaygınlaştı. Öyle bir hale geldiki, bakanlığa ulaşan raporda son 7 senede yüksek oranda Büyüme hormonu satışı gerçekleştiğini ve bu bilinçsizce alımlar ve kullanımların önüne geçmek için reçete şartı koyulmasını söylediler. STH’nın sportif manada yaygınlaşmasının kötülüğü değil, bilinçsizce kullanımı ve ilacın etki mekanizması ile vücudun reaksiyonu bilinmemesi tehlikeyi artırıyor. Kulaktan dolma ve spor salonlarında kullanan sporculara bakılarak ve görerek bu ilaçlar alınıyor. En büyük yanlış inanış ise, STH’nın steroidler konumuna eşitlenmesidir.

STH kullanımının erken vakte alınmasına bir örnek vermemiz gerekiyor. Varsayalım ki sporcumuz ilk kürünü testosteron ile yapıyoy ve daha sonra boldenon, nandrolon(deca) ve metandienon(dianabol) gibi bazı ilaçlarla tecrübe kazanıyor. Son uyguladığı kürde 750mg testosteron ve 500mg boldenon ile 30mg dianabol aldığını düşünelim. Bu sporcu daha fazla gelişmek istiyor ve halk arasındada söylenen growth hormon efsanesine yöneliyor. Oysa bu aşamada büyüme hormon ilacı alınmaması gerekir.

Büyüme hormonu ilacı alınırsa, bir sonraki kürde ne yapılacaktır? Tekrar STH (büyüme hormonu) alınması zorunlu olur. STH yerine steroidlerle devam edilmek istenirse, arzu edilen başarı görülemeyecektir. Bu durumda mecburen sürekli growth almak zorunda kalınacaktır. Bu ne anlama gelir? Her kür programında 1000 TL üzerinde sadece ilaçlara(belkide aylık) para ayırmak ve maddi anlamda ciddi bir sıkıntı yaşamak.

Bazıları “aman ne olacak canım bende steroidler alırım dozlarını artırırım” şeklinde düşünebilir. Bu durumda 1500mg Testosteron, 600mg Trenbolon, 50mg Metandienon ve 500mg Boldenon alarak küre girmek gerekecektir. Bu kürlede belki arzu edilen sonuçlar görülmeyebilir. Ya sonra? 2000mg Testosteron ve devamı gelecek. O zaman yan etkilerini kısa zamanda görmek mümkündür.

Maalesef üzülerek söylemeliyim ki bugün Türkiyede her 5 vücutgeliştirmeciden mutlaka bir ikisi ilk müsabakasına büyüme hormon ile girmeye başladı. Bu daha önce her 20 sporcudan bir tane iken bugün her 5 sporcudan 1-2’si durumuna düştü. Genel olarak 3-5 kür yaptıktan sonra büyüme hormonuna geçiş yapanlar aslında gelecekteki programlarına gölge düşürüyorlar. Testosteron, Trenbolon, Stanozolol, Boldenon, Nandrolon, Drostanolon, Metandienon gibi ilaçlarla tırmanışa geçilemediyse veya hedefe gidilen yolda seni tepeye kadar çıkarmadıysa, o zaman asla ve asla büyüme hormonlarına el uzatmamak gerekiyor. Genel olarak 1500mg testosteron ve 600-700mg Trenbolonlara ve belkide 700mg boldenonlara geldikten sonra Büyüme hormonlara ulaşmak mümkün görülebilir. Çünkü Büyüme hormonu ÇOK kuvvetli bir hormondur. Eğer 3.4. kürlerimizde STH alırsak o zaman bir sonraki kürlerde alacağımız steroid hormonlar hafif kalarak maksimum etkisini vücuda yansıtamaz. Çünkü vücut bir önceki growth hormonun bedene nasıl hakim olduğunu ve metabolizmayı inanılmaz işlettiğini görür ve uygulamasına yansıtır. Steroidler bu durumda saygı duruşuna geçerek ideal etkisini gösteremeyecektir. Bu açıdan kesinlikle ama kesinlikle büyüme hormonlarını erken kullanmayınız. Ben iddia ediyorum ki, güreş, dövüş sporları ve özellikle vücut geliştirmede peptid büyüme hormonları kullanılmadan sadece steroidler alınarak Türkiye ŞAMPİYONU olmak mümkündür. Bu sözüme bazı müsabık kardeşlerim abilerim eleştiri getirebilir ama bu iddiamı isbat etmek için her zaman (sabırla) hazırım. (Görülmeyen dağları tarif etmek âdetim değildir)

Büyüme Hormonun zararları nelerdir?

Ödem gelişmesi

Sık görülen yan etkisinden biriside eklem bölgelerinde sıvı toplanmasıdır. Özellikle gözlemlediğim bazı endomorfi ve ektomorfi sporcularda daha sık sıvı depolandığına şahit oldum. STH’nin sıvı depolaması genelde ilk 4 hafta içerisinde gerçekleşir. Bu zamanlarda sporcular kas ve eklem ağrıları çektiklerini şikayet etmişlerdir. Klinik araştırmalarda ve sporcular üzerinde bilimsel gözlemlemelerde ufak dozlarda ödem gelişmesi görülmemiştir. Örneğin 2 ünite doz ayarlarında bu yan etkiye pek rastlanılmadı. Bu açıdan büyüme hormonu kullananlar dozları piramit sistemine göre artılmaları önerilir. Örneğin;

Hafta: 1 ünite STH
Hafta: 2 ünite STH
ve 4. HAFTA: 3 ünite STH ve bundan sonra arzu ettiğimiz dozlara çıkarak devam etmek mümkündür.
Enjeksiyon sonrası yan etkiler

Sporcularda görülen ve genelde 4 ünite dozlarda sıkça gördüğümüz yan etkiler arasında enjeksiyon sonrası terleme, ellerde titreme yada omuz kaslarında titreme, kalpde ağırlaşma baskılama ve acıkma hissi uyanır. Yukarıda belirttiğimiz gibi dozlar her zaman minimumdan başlanarak yükseğe çıkılmalıdır. (kendi bedeninize fazla güvenmeyin. Trenbolon ve Boldenon gibi ilaçlarıda kombine ettiyseniz ve klenbuterol veya salbutamol(ventolin) ilaçlarıda varsa o zaman kesinlikle küçük dozlardan başlayın. İstediğiniz kadar tecrübeniz olsun- kendinizi riske atmayın. Çünkü büyüme hormonu kalbi ciddi manada yukarıdaki saydığımız ilaçlarla beraber baskılar. Kalp krizi geçirme riskiniz bile vardır. En düşük ihtimalle kalp büyümesi gerçekleşir ki bugün profesyonel vücut geliştirmede bu sorun bazı sporcularda vardır. Amatör branşta ise kalp sorunundan müsabakayı bırakan sporcu sayısı hiçde küçümsenecek gibi değildir.)

Lipatropi

Lipatropiden anladığımız subkutan bir yağ tabakasının geri dönmesidir. Bunun ortaya çıkması ancak büyüme hormonun sürekli aynı enjeksiyon bölgesine enjekte edilmesidir. Aynı yan etki durumu insülin enjeksiyonlardada vardır. Bu açıdan iki enjeksiyon arası 2cm aralıkla olmalı ve bu şekilde enjekte edilmelidir. (Enjeksiyon konusunda eczane veya doktorunuza danışınız- bilgi alınız)

Glutamin eksikliği

Stockholm kentinde yapılan bilimsel çalışmalarda büyüme hormon terapi esnasında yapılan gözlemlemelerde, deneklerde glutamin eksikliği ortaya çıktığı tesbit edildi. Araştırmalar sonucunda büyüme hormonun vücuttaki glutamin rezervelerini kullandığı ve doldurulmadığı takdirde sıkıntı yaşanabileceği kanıtlandı. Belki bu yüzdendir ki bazı doktorlar büyüme hormonu tedavisi gören çocuklara glutamin takviyesi almalarını önerirler. Kaslar ve immun sistem için gerekli bir takviyedir. Büyüme hormonu kullananlara 5-10gram arasında bir doz alınması önerilir. Vücut ağırlığı 70kg’lardan 90kg’lara çıkıldıkça 10gram ve 100kg ve üzeri ağırlıklarda ise 15-20grama kadar çıkılabiliyor. (Glutamin hakkında sitemizde Glutamin makalesine bakınız)

Tiroid bezleri

Büyüme hormonun, vücutta salgılanan tiroid bezleriyle ilgili ciddi sorunu var. Tiroid bezleri büyüme hormonun etkisini düşürür. Bunun için T3 ve T4 değerler ölçtürülmeli ve Lt4 ilacı kombine edilmelidir. Eğer kürünüz 3 aylık ise o zaman 3 ay boyunca lt4 almayınız. Bu çok uzun bir süredir ve ömür boyu tiroid sorunu yaşanabilir ve ilaç bağımlısı olabilirsiniz. Bu açıdan ilk ayı kullanın sonra 2-3 hafta ara verip tekrar kullanabilirsiniz. Ayarlamayı kendiniz yapabilirsiniz. Normal bir doz ayarı olarak sabah akşam birer tablet 25mcg olması önerilir (LT4 için).

Akromegali

Akromegali bir çeşit tümörvari bir hastalıktır. Vücutta değişik yan etkilere sebep olur. Mesela kulakların, burnun veya dudakların şişmesi kalınlaşması büyümesi ile yüz kısmının değişikliğe uğraması gibi. Ayrıca yüzdeki çene kemikleri veya kafa tasında ki kemik bile kalınlaşabiliyor ve büyüyebiliyor.

Bunun dışında ellerin ve ayakların büyümesi kalınlaşması, derinin kalınlaşması, baş ağrısı, miyopati(birçeşit kas hastalığı) ve benzeri bazı rahatsızlıklar görülebilir. Alman uzmanları bu duruma espiri diliyle kişinin “maymunlar cehenneminden gelen yolcu konumunda” olduğu vurgusunu yaparlar.

Gigantismus

Aşırı büyümeye devleşmeye gigantismus diyoruz. Bu noktada yalnız bir mevzu var. Kişi eğer büyüme yaşını bitirmediyse yani 15-16 yaşlarında ise o zaman gigantizm konusu onu ilgilendirir. 25 yaşındaki birisi için gigantizmin çıkması mümkün görülmez. Gigantizmden anlatmak istediğimiz aşırı boy uzamasıdır. 25 yaşındaki bir kişide boy uzaması gerçekleşmez fakat büyüme boyuna değilde enine olacaktır yani kemikler irileşmeye başlayabilir. Bu noktada benim boyum 165 ve yaşım 17 diye hayıflayan kişiler boylarını bu ilacı alarak uzatmaya kalkmasınlar. Bunun için farklı yöntemler bulunur. Bilgi almak için forum’a sorunuz.

Kroysfeld Yakop (Creutzfeld-Jacop) hastalığı

Bu bir beyin hastalığıdır. Bulaştıktan sonra önce beyinsel fonksiyonlar bozulur ve zamanla kişi ölüme mahkum olur. 1960-70’li yıllarda bu sıkıntı görülmüş. Sonradan tesbit edilmiş ki, insan ölüsünden yapılan insansıl büyüme hormonlarında bu yan etki ortaya çıkıyor. Bugün dünyada insan etkenli sentetik büyüme hormonu kullanılıyor ve çok daha yüksek dozlarda alanlar olmasına rağmen bu yan etkiye rastlayana henüz rastlamadık (duymadık). 8 sene önce rusyadan büyüme hormonu alan bir sporcu bana hayvansal büyüme hormonu olduğunu ve domuz gibi bazı hayvanlardanda elde edildiğini söyledi. Kullanmaması yönünde kendisini ikna etmeye çalışsamda bu sporcu arkadaşımız kullandı ve 3 hafta sonra baş ağrısı, aşırı terleme, konsantrasyon bozukluğu ve unutkanlık gibi sendromlara girdi. Hemen ilacı bıraktı ve 2 ay sonra düzeldiğini bana anlatmıştı. Bu yüzden Büyüme hormonları ancak SENTETİK üretimleri olanları kullanılmalıdır.

Diabetik

STH, Glukoz gereksinimi artırarak hemen kullanıma geçer. Kan şekerini artırır. Kür boyunca önlem yada dikkat edilmezse veya yüksek doz veya uzun süreli kullanımlarla kişi şeker hastası olabilir. Almanya ikinci ligde top koşturan bir arkadaşımız yıl boyunca büyüme hormonu enjekte ediyordu. Zaman zaman kullanıma ara vermişde olsa hesabımıza göre bir yıl içerisinde 10 ay boyunca STH kullanmış bulunuyordu. Bundesliga’ya çıkan takımı onu bu ilaçları kullanmaya devam zorladı. Bundesliga liginde iken kendisi şeker hastası olmuştu. Arkadaşları buna anlam veremedi ama doktoru durumu biliyordu. Şu an hala şeker hastasımıdır bilmiyorum. Fakat STH’yı bıraktığı anda performans düşüşü yaşamıştı. Bunu yakın arkadaşlarından öğreniyoruz ve sonrasında uzun bir süre yedeklerde oynamak zorunda kaldı. 2010-2012 seneleri arasında Amatör vücutgeliştirme dünya şampiyonasında hem IFBB hemde WABBA- NABBA gibi kuruluşlarda yarışarak finallere kalmayı başarabilen bir sporcumuz, STH ilacını dengesiz kullanmasıyla şeker hastası olduğunu anlatmıştı. Profesyonel camiada bu tür sıkıntılara girmemek için genelde STH yanında insülinde alınır ve diyabetik problemin ortaya çıkma riski kaldırılır.

Hamile göbek sendromu

Profesyonel camiada sixpack forma sahip fakat şişkin hamile görüntüsü veren göbekli(!) vücut geliştirmecileri görürsünüz. Bunun büyük sebeplerinden birtaneside büyüme hormonlarıdır. STH büyüme hormonu aslında direk böyle bir görüntüye kapı açmaz. Genelde çok yüksek dozlarda (10-20 ünite gibi) alınarak bu duruma ulaşılabiliyor. Ve daha çok İnsülin ilacıyla kombine edilerek daha kolay çıkabiliyor. IGF-1 veya İnsulin ilaçları bu sendromu artırır. Özellikle İnsulin ilacı STH’dan çok daha kuvvetli bir hamile göbek sendromuna yatkındır. Doz aşımına gitmeden dengeyi ve süreyi standart ayarlamaya koyan sporcular sıkıntı yaşamamaktadır. Tanıdığım bir sporcu, 6 yıldır STH kullanıyor ve mükemmel bir sixpack yapısına sahip ve kesinlikle bu sendroma uğramamıştır.

Kanser / Lökomi

Kanser olarak KEMİK TÜMÖRLERİ (Bone Tumor) dediğimiz Osteosarkom, en sık rastlanan kemik kanseridir. 10-20 yaşlar arasında daha sık görülür. Büyüme hormonu salgısının fazlalığı ve kür yapan sporcularda uzun süre veya yüksek dozlarda kullanması sonucunda genç yaşlarda veya 40 yaş üzeri yaşlarda çıkabildiği görülmüştür. Araştırmalar gösterdiki, kansere yatkınlığı olan sporcular ve kişilerde STH kullanılması sonucu kansere yakalanma oranı çok yüksektir. STH kullanıpda kanser olanlarda yapılan araştırmalar bu sonucu vermiştir.

Bu tümör, genellikle dizin hemen üstü veya hemen alt bölgesindeki kemikte yerleşir. Bazen de üst kol kemiği humerusun, omuza en yakın bölümünde yerleşir. Bu kanserin Parosteal tipi vardır bu cerrahi yöntemle kolay çıkarılır. Kondrosarkom tümörü ise daha çok 40 yaşını aşmış kişilerde görülür.

Daha önce beyin tümör riski varsa(tam oluşmamışda olsa), STH alarak bu tümör çok kolay büyüme gösterir. Bu yüzden STH kullanmak isteyenler önce doktora başvurup vücudunda tümör olup olmadığına bir baktırmaları gerekiyor.

Diğer yan etkiler:

Eklem hastalığı, kaslarda güçsüzlük, yüksek tansiyon, kalpte fonksiyon bozukluğu (örn. Sol ventrikül hipertrofsi), cinsel fonksiyon bozukluğu(sertleşme problemi), yüzde yuvarlaklaşma, deri atrofisi, yara iyileşmemesi, kaslarda güçsüzlük, psikolojik sorunlar.

Bayanlarda: libido kaybı, tüylenme, aşırı bitkinlik, meme ucundan süt gelmesi, baş ağrıları, adet kanama düzensizliği veya kaybı, kemik problemleri, vajinada kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki, görme bozukluğu-zayıflığı, kilo alma, duygusal sendromlar, bazı erkeksi davranışların görülmesi gibi.

Son olarak:

Büyüme Hormonu (STH), tek başına sadece kas tutucu ve yağ yakıcı özelliği dışında bir etkisi bulunmuyor. Ancak steroid veya insulin ilaçlarıyla birlikte alınarak kas geliştirme, performans ve kuvvet artışı sağlamaktadır. Eğer STH yanında destek verici ilaçlar alınırsa- bu durumda steroidlerden çok daha etkili ve kalıcı bir etki bırakmaktadır.

Vücut geliştirme camiasında olmazsa olmaz diye tabir edilen bu ilaç aslında faydası gerçekçi olan bir ilaç fakat aynı zamanda yanlış seçimi barındıran bir ilaç hükmündedir. Steroidlerle deneyim gerçekleştirmemiş sporcular için tamamen yanlış seçimdir.

STH’nın yan etkiler tablosu steroidlerden az görünmüşde olsa, dengeler doğru tartılmadığı takdirde ömür boyu sürecek olan KALICI yan etkileri getirir.

STH, doping testlerinde pozitif olarak görünmeyen ilaçtır. İnsulin ilacıda aynı konumdadır.

“STH olmaza şampiyon olunamaz” fikri ve tezi gerçekçi değildir. Bu fikir ve tez tamamen çürütülmüştür çünkü hala bölgesel ve ülke içerisinde STH almadan şampiyon olan sporcular vardır.

STH’nın steroidlerden etki olarak farkı, kasları daha çizgili ve parçalı derin bir şekilde çıkarmasıdır. İnsulinde aynı etkiyi gösterir. Steroidler, sıvı depolamadan kas inşa edilse bile STH kadar derin bir parçalama ve çizgi çıkaramamaktadır. (müsabakada STH kullanmış bir sporcu karşısında her şeye rağmen steroidlerle hakem gözünde yine şampiyon olabilirsiniz.)

STH, yan etkilerini barındırmışda olsa, bayanlarda ve özellikle 40 yaş üzeri erkeklerde oldukça kalıcı bir etki göstermektedir. Daha çok gençleştirici bir özelliği vardır. Bu açıdan yurt dışında bazı doktorlar 40-50yaş üzeri erkeklere ve bayanlara 2-3 ünite dozlarda STH yazmaktadır.

Piyasada satılan ve kullanılan STH ilaçların birçoğu ÇİN ülkesinden getirtiliyor. Araştırdığım kadarıyla bunu ülkeye 2-3 şahıs sokuyor. Fakat bazıları bağlantılarını net kuramamaktadır ve aldıkları ilaçlar, yolda pakete soğuk buz içerisinde ısısı eksilerde tutulamıyor. Bu korunaklar sağlanamadığı için etken maddesi gücünü kayıp edebiliyor. Bazıları ise ışık gören depolarda bekletiyor ve tabikide soğuk depolarda bekletmedikleri için etkisiz hale geliyor. Hygetropin, Jinropin ve birçok bu tür uzantılı ilaçlar %100 güvenilir olduğu emin olunmadan alınmamalıdır. Bazen satıcılar dürüst olabiliyor fakat ürünleri gönderen kişiler dürüst olmayabiliyor. STH’lar muhafaza ediliş şekillerine göre araştırılmalı ve o şekilde alınmalıdır.

Uyarı: Bütün sentetik ilaçlar, vücut için doğal takviye hükmünde olmayıp yan etkileri bariz açıktır. Bu açıdan VücutBilim ekibi olarak hiçbir sentetik ilaç önermemekteyiz. Makalede yer alan bilgilendirme’den dolayı yapılacak hatalardan ve uygulamalardan sorumlu değiliz.

Yazar: Murat Kılıç

Kaynak

Kaynaklar:

- DiPasquale MG(1994) Drugs in sports 2 (4): 24-27
- Gallaway S (1995) The Steroid Bible Third Edition. BI Press, Sacramento, CA, Amerika
- The Effect of Growth Hormone on Total Body Potassium, Fat-Free Mass and Strength in Growth Hormone-Deficient Males. Journal Sports Science 16 (1998), 1,36-37.
- Growth Hormone Treatment in Growth Hormone- Deficient Adults I: Effects on Muscle Mass and Strenght. Journal of Applied Physiology 70 (1991): 688-694.
- Effect of Growth Hormone on carbohydaret and Lipid Metabolism. Endocrine Reviews, Vol.8, No.2 May 1987: 115-131.
- Upjohn GmbH ve Pharmacia ilaç firmalarının Genotropin üzerine verdikleri açıklama raporu (Biosynthetisch hergestelltes menschliches Wachstumhormon. Wissenschaftliche Basisbroschüre information berichte) Erlangen Almanya.
- The Lancet dergisi (Growth hormone therapy in elderly people) İngilizce (8750) 1991. 337: 1131-1132.
- Grow Young with HGH – The Amazing Medically Proven Plan to Reverse the Effects of Aging, Strengthen the Immune System, Improve Sexual Performance and Lower Blood Pressure and Cholesterol. Harper Collins Publishers, New York, NY Amerika 1997.
- Mutschler: Arzneimittel wirkungen – 7. Baskı. Bilimsel araştırma yayınları Stuttgart Almanya 1997.
- Kley HK (1985) Leistungsbeeinflussung durch Peptidhormone: Wachstumhormone, ein anaboles Dopingmittel? Dt Z Sportmed 4: 113-118.

Baldır Çalışması

Alt bacaklarınızı nadiren kullanılan bu tekniklerle geliştirin. Söz konusu baldır olunca biz spor salonu müdavimleri ikiye ayrılıyoruz; genetik olarak kutsanmış, baldır antrenmanına ihtiyaç duymayanlar ve ciddi bir ilerleme için yıllarca agresif bir şekilde antrenman yapanlar. Bu yazının merkez noktası, ikinci grup; yani yıllarca çalışıp hiçbir fayda elde edememiş olanlar.

Baldırlar, en uzman eğitmenleri bile zorlayan inatçı kas gruplarıdır.

Jim Ryno, CPT, baldır kaslarını bir türlü geliştiremeyen, daha ağır, daha fazla ve daha ilginç egzersizlere başvuran umutsuz sporcuların halinden çok iyi anlıyor. Bazen bu yöntemler faydalı olabiliyor. Fakat burada Ryno, bizler için şort giymeye değer, yazın spor yapmayı sevdiğiniz, o mükemmel baldırlara kavuşmamızı sağlayacak en iyi 5 ipucunu sunuyor.


1. ANTRENMANI DÜZENLEYİN

Baldır eksikliği çekenlerin başvurdukları antrenman yöntemlerinden biri de, merhametsizce bir seansa dönüşen, şok antrenman yöntemi. Eğer bu işe yaramıyorsa daha dolaylı bir yöntem deneyebilirsiniz.

Ryno; “Baldırlarınızı düz setlerle çalıştırmayın” diyor. “Bunun yerine, diğer egzersizlerin set aralarında baldır çalışın. Bu size aktif bir dinlenme, daha fazla kuvvet ve her set için daha fazla ağırlık kaldırma imkanı sağlayacak.”

Bununla birlikte “şimdi olmalı” baskısını da üzerinizden almış olacak.

2. ONLARI ESNETİN!

Set içinde yanma hissedildiği anda çabucak unutulan yaygın bir bilgi: İyi esnetilmiş bir kas daha güçlü kasılır. Bu yüzden baldır çalışma gününde olsa dahi, tam hareket aralığı önemlidir. Fakat sadece bu an, baldır esnemesinden fayda sağlayacağınız andır anlamına gelmez.

“Antrenmandan önce, antrenman esnasında ve sonrasında baldırları esnetmek, hedeflenen kas grubuna doğru olan kan akışını artırarak, gastroc, soleus ve tibialis anterior için genel bir gelişim sağlayacak.”

3. DEĞİŞİKLİK İYİDİR

Baldır antrenmanından fayda gördüğünü düşünen şanslı azınlıktan biri olsanız da, sonunda hiçbir gelişim kaydetmeyeceksiniz. Bu yüzden hangi vücut bölümü olursa olsun, her 4-8 haftada bir antrenman rutininizi değiştirmenizi öneriyorum. Fakat baldırlar, değişikliklere oldukça iyi tepki verirler.

Ryno uyarıyor: “Her antrenmanda aynı egzersizleri uygulamayın. Gelişim grafiği düştükçe, periyodik aralıklarla onları değiştirin. Örneğin, parmaklar içerde ve parmaklar dışarıda olmak üzere tek bacak çalışmaları deneyin, başka bir gün gatroc odaklı (düz bacak) çalışın, diğer bir gün de soleus (bükülmüş bacak) antrenmanı yapın. Vücut sürekli değişime adapte olur, bu durum baldırlar için de geçerlidir.”

4. PLYOMETRİC ÇALIŞIN

Ayak parmaklarına uzanın, dinlenin ve tekrarlayın. Bu egzersiz faydalı görünebilir ancak belki de biraz daha dinamik bir çalışma, baldırların ihtiyaç duyduğu gelişimi sağlayabilir.

Ryno; “Egzersizlerinize sprint-spesific gibi plyometric hareketler ekleyin. Bounding, linear jumps, plyo step-ups, lateral jumps…Bunların hepsi baldırları etkili bir şekilde çalıştıran hareketlerdir.” diyor.

5. AYAKKABILARI ÇIKARIN

Ryno; “Çıplak ayakla çalışmak mükemmel bir hareket aralığı, daha iyi kavrama ve daha fazla zorlanma sağlar.” diyor.

En azından, çeşitlilik sağlanır, ayağınızı ve baldırınızı alışılmadık yollarla kesin bir şekilde kuvvetle zorlayarak, gelişim sağlar.

Kaynak

Göğüs Çalışırken Yapılan Yanlışlar

Beni yanlış anlamayın, mükemmel bir abs seti harika görünüyor! Fakat çoğu erkek için görünür abs kasları, zayıf olduğunuz manasına gelir. Bir erkek için kuvvetli görünmenin işareti güçlü göğüslerdir! Kol için yapılan çalışmalar bilindiktir ancak iyi bir göğüs antrenmanı bulmak zordur. Bazı arkadaşlarımın, özellikle göğüse odaklanmaları da tuhaf. Bunlardan biri de; arkadaşım Zach.

Zach ile aynı zamanda çalışmaya başladık. O beni ilk vücut geliştirme yarışmasına girmem için zorlayan adam. Karın kasları, yoğun kolları, dar bir beli ve hatta herkesin imrendiği elmas biçimli baldırları vardı. Ancak göğüsleri hiç de iyi değildi. 8 yıldır antrenman yapıyor ama göğüsleri neredeyse 10 yaşındaki bir erkek çocuğunki gibi kaldı.

Birbirimizi her ne kadar uzun zamandır tanısak da, arkadaşlık ilişkimiz antrenman paylaşımı sevgisinden oluşsa da, birlikte çok fazla çalışmadık. Zach’ın spor salonunda yaptığı çalışmaların pek farkında değildim. En sonunda bazı öneriler için bana geldi. Onun göğüs antrenmanını görünce, nasıl yanlış bir ilerleme kaydettiğini anladım. Zach’ın yaptığı birkaç bilinen hatayı belgeledik. Fark ettik ki; birkaç iyi tekniğin avantajını elde edemiyordu. Bunları hatalar listesine koyduk. Çok şanslısınız, bunları öğrenip doğru uygulamaları yapacaksınız.


Aşırı çalışma

Estetik fikirli biri için, kalın ve yuvarlak bir göğüsten çok daha önemli şeyler vardır. Sonuç olarak, çoğu insanın antrenman rutini, göğüs için, diğer vücut bölümlerine oranla daha yoğun, daha frekanslı ve daha hacimli çalışmalar içerir. Daha fazlası, daha iyisi olduğu anlamına gelmez, daha iyi demek daha iyi demektir. Eğer bana inanmıyorsanız, sevgilinize sorun.

Programınızda bir denge olmalıdır. Göğüs ihmal edildiği sürece ve zayıf nokta meşru bulunduğu sürece, bölgeye üst düzey antrenman önceliği tanımak uygun olmayacaktır. Göğüs kası öncelikle, üst kolları vücudun orta hattına doğru çizer. (Yatay itme hareketi) Göğüs antrenmanı hacmini, sırtta yapılan ters fonksiyon hacmiyle karşılaştırın. (Yatay çekiş) Çoğu insan komple sırtı çalıştırırken,göğüs bölgesi için daha fazla hacme sahip olurlar. Dengesiz diyebilir misiniz?

Aşırı Omuz Rotasyonu

Pazartesi günleri ya da çoğu insanın dediği gibi “Ulusal Göğüs Antrenmanı Günü”nde, bench press ve chest machine genellikle istekli kursiyerlerle doldurulur. Bu anlamsız acele ve yanlış teknik sonucunda, barbell’in altında omuzlarını ovan bir sürü genç görmüş olursunuz. Göğüs press ne kadar kolay gözükse de, omuzlarınızın ağaç kesme makinesiyle parçalanmış bir odun gibi olmasını istemiyorsanız, bilmeniz gereken şeyler var. Göğüs press’in herhangi bir çeşidinde, AC eklemi ve çevresindeki yapıları harap etme ihtimali vardır. Bunu önlemek için, basitçe hareket esnasında omuz rotasyonunu azaltmalısınız. Bütün hareket boyunca omuz başlarını geride tutun. Çoğu hata yapan kişi ise press yaparken omuzlarını uzatırlar (yuvarlarlar) böylece göğüste verimli çalışmayı engelleyip, omuzları savunmasız bir pozisyona sokarlar ve sıkışan bilek ekleminde keskin bir ağrıya yol açarlar.

Çok fazla bench press

Maksimum güç için çalışmadıkça (özellikle powerlifting) bench press çalışmasına odaklanmak için iyi bir sebep yoktur. Estetik çalışan insanlara göre bench press sadece bir diğer göğüs egzersizidir ve en mükemmeli değildir.

Omuzları koruyarak en iyi bench press çalışmasını yapmak için, powerlifter sporcuları gibi bench press yapmalısınız: Sırtınızı kamburlaştırın, topuklarınızı zemine koyun, hareket aralığı ve omuz rotasyonunu azaltmak için dirsek ve omuzlarınızı geri çekin. Bu teknik, güç antrenmanı için ideal olurken, göğüs kası katılımını azaltır. Maksimum göğüs çalışması, dirseklerin vücuttan 90 derecelik açıyla dışarıda olması, barın göğsünüze hatta boynunuza kadar değmesi anlamına gelir. Buna karşın yukarıda bahsedilen omuz problemleri dolayısıyla bu yöntemi tavsiye etmiyorum. Bunun yerine the flat barbell press’i ortadan kaldırın.

Dambıllara, bazı aletlere veya cable’a geçiş, ağırlıkçının elinde hafif bir rotasyona adapte olmasına izin verebilir, omuz rotasyonunu denklemin dışına çıkarır. Decline ya da incline geçişi ise, bu sorunun yüksek ihtimalle aşılmasını sağlar. (6 Mr. Olympia ünvanı olan, Dorşan Yates’in neden flat bench çalışmadığının sebebidir) Belki içimdeki powerlifter bunu söyletiyor ama barbell press çalışmasını antrenman programınızdan çıkarmak için yardımcı olabilir.

Üst göğüsten kaçının

Bir gençken çalışmaya başladığımda, benim için işe yarar materyalleri bulabildiğim tek yer kitapçılardı. Kaynaklarım oldukça eskiydi,benim dönemimdeki vücutçular yerine,anne-baba zamanımdaki sporcuları daha iyi tanıyordum. Kitaplardan biri, iki kez Mr.Olympia olmuş ve Arnold Scwarzenegger’in antrenman partnerliğini yapmış Franco Columbu’ya aitti. Onda diğer başka hiçbir vücutçuda olmayan bir şey beni büyülemişti: KOCAMAN ÜST GÖĞÜS. Üst ve alt göğüs kaslarındaki ayrılma, Ölü Deniz’den daha derindi.

Franco bol bol powerlifting ve bunun yanında olimpik lifting ve incline press çalışması yapmıştı. Kariyerinin ilk zamanlarında çalıştığı salon o kadar kötüydü ki, flat bench bile yoktu!  Bu yüzden o ve Arnold, incline press çalışmasını taklit eden bir tür egzersiz uydurdular ve bu tek şanslarıydı. İnanılmaz sonuçlar aldılar ve incline press çalışmasını programlarına daima dahil ettiler.

Tam hareket aralığını ihmal etmek

Genelde izolasyon hareketlerini yapmam ama fark ettim ki cable crossover egzersizinde, bir powerlifter için bile birçok fayda var. Vücut geliştirme kariyerim boyunca, crossover çalışması kadar göğsü yakan başka bir antrenman yapmadım. Karanlık tarafa sıçrayıp, powerlifting çalışmalarına başladığımda, izolasyon hareketlerini bıraktım ve compound ağırlık çalışmalarına başladım. Powerlifting’in amacı, hareket aralığını azaltmak. Bodybuilding için konu bu değil. Buna rağmen, hareket aralığını sınırlandıran birçok adam görüyorum, çünkü çok fazla ağırlık kaldırmaya çalışıyorlar.

Hafif ağırlık ve tam hareket aralığı, ağır compound antrenmanı için mükemmel bir tamamlayıcıdır. Şimdi bütün zamanınızı izolasyon hareketleri ile harcamayı bırakın ve barbell kaldırırken esnetilmesi en zor bölgelere odaklanın. Daha düşük bir ağırlığa (ve daha az egoya) ihtiyacınız olacak; 50 kiloluk dambıl flye/press/thingy çalışması yapın ve 20 kilolukları kapıp, esneme çalışması yapın.

Öncelikle compound

Normal göğüs geliştirme protokolü şunun gibi birşey olmalı: Flat barbell press zorunluluğu, ardından incline ya da decline hammer strenght press ve son olarak flye çalışması. Bu çoğu insan için genellikle işe yarar. Fakat uzun boylu, uzun kollu ve dar omuzlu bir müşterim, göğüs geliştirmek istediğini söylediğinde bu yöntemi kullanmak uygun değildi .Çoğu insan gibi değilseniz ve göğüs geliştirmede özel bir şeyler arıyorsanız, pre-exhaustion tekniği sadece antrenörün emrettiği bir yöntem olarak kalır.

Omuz ve tricepslerinizi, press hareketleri esnasında, göğüsünüzden daha kuvvetli hissediyorsanız, pre-exhaustion belki de omuz baskınlığını korumak için karşı bir hareket olabilir. Bu hareket, ağır compound hareketlerine öncelik tanıyarak, izolasyon hareketleriyle göğüste yorgunluğa yol açar. Çünkü göğüs, harekete eşlik eden zinde kollar ve omuzlardan önce yorulur.

Bu hareketi standing cable flye ile birleştiriyorum. Isınmak için 3-4 hafif set yapın. Kaslar hala ısınmamışken, fazla ağırlıkla, tam esnemekten kaçınmak isteyeceksiniz. Hafif ağırlıkla 2-3 set ve 10-20 tekrar, 10-15 tekrarlı 3 sete geçmeden önce yeterli olacaktır.

Ben yorgunluğa yol açan süperset veya kısa dinlenme aralıkları yerine, yüksek yoğunluk için 3 yoğun çalışma ve yeterli dinlenme sürelerini tercih ediyorum.

Kaynak

20 Nisan 2014 Pazar

Temel Sırt Hareketleri

Bu egzersizler; trapezleri şişirip kanatları güçlendirmekten üçgen bir vücut elde etmeye kadar birçok işe yarayan heybetli bir sırt yapmaya yardımcı olacak!


Vücut geliştirme fanatikleri, hayallerindeki sırtı, ‘geniş, definitif, kalın ve acayip güçlü’ olarak tarif ederler. Belinizi incecik gösteren bir üçgen vücut da paha biçilemez ama bu görünüme ulaşmak kolay değildir! Sırt, vücudun büyük bir kısmını oluşturduğundan epeyce enerji, yoğunlaşma ve iyi sonuçlar verecek bir çalışma rutini oluşturmak için özel planlama gerektirir. Şansınıza, ben bir planlama üstadıyım.

Sırtınızı geliştirebilecek birçok farklı hareket vardır. Barbell row’lar, cable row’lar, deadlift’ler ve barfiksler ilk anda akla gelenler. Ve bunlar sadece buzdağının görünen kısmı… Nereden başlayacaksınız? Neye öncelik vereceksiniz? Bu makale, atlamak istemeyeceğiniz 5 üst sınıf sırt egzersizi detaylarıyla gösterecek. Bu egzersizleri; çıtayı biraz daha yukarı çıkarmak ve kaslarınızı şaşırtmak için antrenman rutininize dahil edin!

Sırtınıza Bakın

Spor salonuna gidip sırtınıza yüklenmeden önce hedefinize aldığınız kaslarınızı tanımanız gerekir. Gelin, sırttaki büyük kas gruplarının işlevlerine bir göz atalım: Latissimus dorsi, trapezius, erector spinae, teres major ve rhomoid’ler.

Mutlaka Yapılması Gereken Hareketler

Barfiksler

Temel barfiks hareketlerini, sırtınızı gelişmeye zorlayacak süper barfikslere çevirin. Bu barfiks yöntemi, üç farklı hareket alanını hedefleyerek kaslarınızın gerilim altında kalma süresini artıracaktır.

Bütün sırt kaslarıyla beraber kanatları da geliştirerek daha dolu dolu ve geniş bir üçgen vücut oluşturacaktır. Daha çok kanatlara yüklenip biceps’lere yüklenmemek için üzerinde asılı kaldığınız klasik bir barı avuçlarınız karşıya bakacak şekilde kavrayın..

Alt Pozisyon Orta Pozisyon Üst Pozisyon

Uygulama

1. Barfiks barını, geniş ve avuç içleriniz karşıya bakar şekilde kavrayın.

2. Alt pozisyonda bütün sırtınızı esneterek başlayın.

3. Alttan orta pozisyona kadar 7 tekrar yapın.

4. Ortadan üst pozisyona kadar 7 tekrar yapın.

5. Son yedi tekrarı da en alttan en üste kadar hareketi bütünüyle tamamlayacak şekilde yapın. Vücudunuzu yukarıya kürek kemiklerinizi birbirine yaklaştırıp aşağı çekerek kaldırın. Başlangıç pozisyonuna dönerken vücut ağırlığınızı kontrolde tutun.

Kendinizi yukarı çekerken kürek kemiklerinizi de birbirine yaklaştırarak aşağı bastırın. Gerekirse bir yardımcı kullanın.

Barbell Rack Rows

Egzersizin iç merkezli ve dış merkezli evrelerini ayıracak ve daha fazla güç, ilerleme ve gelişme için sizi daha fazla kas lifi kullanmaya zorlayacak şekilde bu egzersize durağan bir pozisyondan başlayacağız. Bu yöntem, sırt kalınlığınızı da geliştirecektir.

Barbell Rack Rows

Uygulama

1. Barı ayak bileklerinizim biraz üzerinde bir yüksekliğe koyun ve omuz genişliğinde kavrayın.

2. Barı göğüs kafesinize doğru dinamik ve sert biçimde çekin. Barı yerine koyarken ağırlığı kontrolünüzde tutun.

3. Gerilimin geçmesi için barı bir-iki saniyeliğine yerinde bırakın. Sonra aynı şekilde tekrarları yapın.

Çeşitleme

Biraz daha zorlayıcı olması için barın iki tarafına kuvvet eğrisini düzenleyecek ve çekme esnasında güçlü bir mukavemet ekleyecek zincirler yerleştirin.

Blackburn Back Extension

Bu egzersiz, bütün sırt kas zincirini tamamen hedefleyerek sırt kaslarınızın kuvvetini ve sağlamlığını artırır. Arka kas zinciri dengesini ve kuvvetini geliştirir. Bu da sakatlanmaları önlemeniz ve squat’lar, row’lar, pres’ler ve deadlift’ler gibi daha yüksek kiloda bileşik kaldırma hareketleri yapabilmeniz anlamına gelir.

Blackburn Back Extension

Uygulama

1. Sırt esnetme sehpasına yatın. Üst vücudunuzu bacaklarınızla aynı hizada tutun.

2. Kollarınızı, öne doğru, başınızın ilerisine alın, elleriniz açık olsun; baş parmaklarınız da yukarıyı göstersin. Baş parmaklarınız yukarıda olduğu hâlde kollarınızı vücudunuzun iki yanına açın. Kollarınız, vücudunuza dik açı yapıyor olmalı.

3. Dirseklerinizi 90 derecelik açıyla kırın ve buna uygun olarak omuzlarınızı döndürün.

4. Hareketi; kollarınızı elleriniz arkaya gelecek şekilde ve avuç içleriniz de tavana bakar hâlde arkaya doğru iki yanınıza alarak bitirin. Hareketin her pozisyonunda 3-5 saniye durun ve kürek kemiklerinizi kasmaya odaklanın.

Çeşitleme

Ayaklarınızı taktığınız sabitleyicilerdeki ve bütün arka kas zincirinizdeki zorlanmayı artırmak için ağırlık ekleyin.

Alternating Kettlebell Rows

Her seferinde sırtınızın bir tarafını çalıştırmayı hedeflemeniz, dengeyi ve gelişimi destekler. Alternating row hareketlerinin dinamik yönü, daha fazla enerji de gerektirdiğinden bütün sırtı geliştirip çekme gücünüzü de artırır.

Bu hareket, sırta yüklenerek geleneksel dambıllardan daha farklı bir çalışma sağlar. Sporlara göre özel çalışmalarda faydalı olacak şekilde işlevsel gücü ve kavrama kuvvetini artırır.

Alternating Kettlebell Rows

Uygulama

1. Ağırından bir çift kettlebell’i alın ve dizlerinizi hafifçe kırarak kalçalarınızdan destek alın.

2. Duruşunuzu sağlamlaştırın ve sırtınızı dik tutun.

3. Kettlebell’lerden birini koltuk altınızıa kadar kaldırın ve dirseğinizi yukarı çekip üst gövdeye doğru gelirken ağırlığı belinize doğru çevirin.

4. Aynısını diğer taraf için de yapın ve egzersizi, dinamik ve seri bir tempoda devam ettirin.

Çeşitleme

Bu hareketleri eğik sehpada yaparak belli kaslarda daha yoğunlaşmış bir egzersiz haline getirin.

Straight-Arm Pull-down

Bu hareket, kontrollü bir hareketle kanatları çalıştırır. Daha geniş bir hareket menzili sağlamak için demir tutamaklar yerine halat kullanacağız.

Straight-arm pull-down’lar, bir ikincil kasın dahli olmadan kanatlara yoğunlaşmanızı sağlar. Zihin-kas bağlantısını oluşturmak adına harika bir antrenman sonu egzersizidir.

Uygulama

1. Bir halatı tutup makinadan birkaç adım geriye gidin.

2. Ayaklarınız omuz açıklığında; göğsünüz de açık pozisyondayken ağırlığı, kürek kemiklerinizi kasarak kollarınız dümdüz hâle getirip omuz eklemlerinize yüklenerek aşağı çekin.

3. Halatı indirebildiğiniz kadar kalçalarınız hizasının altına indirin.

4. Aşağıda kaslarınızı sıkıştırın ve halatı yavaşça tekrar göz hizanıza getirin.

Çeşitleme

İşi biraz daha zorlaştırmak için halatın iki ucunu da tek elinizle kavrayıp sağ ve sol taraflarınızı ayrı ayrı çalıştırın.

Kaynak